'Göreceksen şimdi gör beni,
Çünkü tabutlar ışık geçirmez.'
(syf 69)

"Bu kez biraz uzun sürdü bu keder
İçime ağır bir taş gibi takılıp kaldı
Acı, takunyalar giyerek yürürdü yüreğimde
Sevincinse tüyden ayakları vardı.
Ve sorularım ne çoktu benim
Ellerim her taşın altını kuşkuyla aralardı
İnanmaz olurdum kimi, göğün mavi, yaprağın yeşil olduğuna
Gözlerim her renkte saklı bir karayı arardı.
Bu kez biraz uzun sürdü bu keder
Kollarımı iki yana açıp, dansetmek istiyorum
Mutlu olmak istiyorum, ey kuşlar, ey çiçekler! "

"Ölsem kimsenin umrunda olmayacak,
Öyleyse beni alnımdan öpsene toprak..."
(syf 44)

"Nereye baksam, hangi sözü söylesem
Bir tufanın ön sözü gibi oluyor."

"Med geliyor, cezir çekiliyor
Diyalektik aklın eleştirisi
Ah ben her gün kendimi Elidor'la yıkasam da
Dünyanın cünubuyum, ölümün bekareti..."

"Sevgili dünya, yol arkadaşım
Ülkem alnında bir yara bandı gibi durur
Ne biçim bir çağa düştüm
Enlemler boylamların ardından konuşur..."

Bir yengeç gibi sar bedenimi
Sonra istersen kayalara bırak
Yırt at cebindeki o şiirleri
Yazılan yazıldı çoktan, okuyan okudu

'Göreceksen şimdi gör beni,
Çünkü tabutlar ışık geçirmez.'
(syf 69)

"Bu kez biraz uzun sürdü bu keder
İçime ağır bir taş gibi takılıp kaldı
Acı, takunyalar giyerek yürürdü yüreğimde
Sevincinse tüyden ayakları vardı.
Ve sorularım ne çoktu benim
Ellerim her taşın altını kuşkuyla aralardı
İnanmaz olurdum kimi, göğün mavi, yaprağın yeşil olduğuna
Gözlerim her renkte saklı bir karayı arardı.
Bu kez biraz uzun sürdü bu keder
Kollarımı iki yana açıp, dansetmek istiyorum
Mutlu olmak istiyorum, ey kuşlar, ey çiçekler! "

"Ölsem kimsenin umrunda olmayacak,
Öyleyse beni alnımdan öpsene toprak..."
(syf 44)